Donuk Omuz
Donuk Omuz nedir?
Omuz bölgesinde 3 ayrı kemik bulunmaktadır. Bunlar köprücük, kürek ve üst kol kemiğidir. Bunları bir arada tutan yapıya omuz eklemi denir. Donuk omuz yani adeziv kapsülit olarak da bilinen bu hastalık omuz eklem kapsülünün hasar görmesi sonucu oluşur. Kapsül çevresinin iltihabı, daralması, kalınlaşması veya eklem içi sıvısının azalması sonucu omuz ekleminde hareket kısıtlılığı ve ağrı görülür. Bu kalınlaşma yapışıklığa neden olur ve hareket etmek giderek güçleşir, ağrı artar. Hayat kalitesi düşer.
Donuk Omuz kimlerde görülür?
Çoğunlukla 40-65 yaş arası kişilerde görülür. Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha yüksektir. Kadınlarda boyun rahatsızlığı geçirilmesi de bu duruma etki etmektedir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir faktör de bu rahatsızlığı geçiren kişilerin çoğunun yüksek stres altında olmasıdır.
Donuk Omuza etki eden faktörler nelerdir?
Şeker, tansiyon, kalp-damar hastalıkları, kolestrol, tiroid, parkinson gibi sistemik rahatsızlıklar da donuk omuz sendromuna yakalanma riskini arttırmaktadır. Ayrıca sistemik rahatsızlıklar iyileşme hızına da etki etmektedir.
Donuk Omuz belirtileri nelerdir?
Eklem hareket açıklığının azalması, ağrı, kolunu hareket etmekte güçlük çekme, gündelik işleri yapmakta zorlanma, kolu kaldıramama ve döndürememe, omzun üstüne yatamama, omuzda sertlik hissi, diş fırçalama ve saç tarama gibi işlemleri yapmakta zorlanma donuk omuz belirtileri arasındadır. Bazı vakalarda bu ağrı hissi daha da ilerleyebilir. Ağrı geceleri artarak kişiyi uykusundan uyandıracak düzeye gelerek uyku düzenini de bozabilir.
Donuk Omuz evreleri nelerdir?
Donuk Omuz, üç ayrı evrede incelenebilir.
Yangı evresi olarak adlandırılır. Şiddetli omuz ağrısı, gece uykuların ağrı ile bölünmesi ve omuz eklemini hareket ettirme güçlüğü görülür. Ağrı ve hareket kısıtlılığı giderek artabilir.
Donma evresi olarak adlandırılır. Ağrı azalabilir ancak omuz sertleştiğinden hareket etmek
çok güçleşir. Kişiler saç tarama, diş fırçalama, duş alma gibi günlük işleri dahi yapmakta çok zorlanırlar.
Çözülme evresi olarak adlandırılır. Tutukluk ve hareket güçlüğü giderek azalır. İyileşme
başlar. Eklem hareket açıklığı artmaya başlar.
Donuk Omuz tanısı nasıl konulur?
Fiziki muayene ile omuz ekleminin hem aktif hareket açıklığı (kişinin kendi hareket ettirmesi), hem pasif hareket açıklığı (muayene eden kişi tarafından hareket ettirilmesi) ölçülür. Hastanın kolunu yukarı ve yana doğru kaldırması değerlendirilir. Sonrasında omuz çevresi dokuların kas, tendon değerlendirilmesinin daha detaylı yapılabilmesi için gerekli görülürse MRI, Ultrason, Röntgen ile incelenebilir. Tüm bu değerlendirmeler ile birlikte tanı konulur.
Donuk Omuz tedavisi nasıl olur?
Tedavideki amaç ağrıyı kontrol altına almak ve eklem hareket açıklığını arttırmaktır. Omuza yapılan manuel terapi, kişiye özel egzersizler, ağrıyı ve ödemi azaltacak elektroterapi uygulanır. Doğru değerlendirme ve tedavi ile vakaların çoğunda %100 çözüm sağlanır.
İlaç ve enjeksiyon uygulaması: Ağrıyı kontrol altına almak ve iltihabı yok etmek için ilaç tedavisi uygulanır. İhtiyaç halinde eklem içi enjeksiyon uygulamaları yapılır.
Anestezi altında manipülasyon: Anestezi ile ağrı hissetmeden doktor tarafından yapılan uygulamadır. Omuz bölgesi çeşitli yönlere hareket ettirilir ve hareket açıklığı arttırılır. Ancak çok fazla tercih edilmemektedir. Çeşitli yan etkileri vardır.
Cerrahi: Uygulanan diğer tedavilerden sonuç alınamazsa nadiren tercih edilir. Artroskopik cerrahi ile minimal bir kesi uygulanılarak eklem içine bakılır. Omuz eklemindeki yapışıklıklar cerrahi işlem ile açılır ve eklem rahatlatılır. Unutulmamalıdır ki cerrahiden sonra mutlaka rehabilitasyon gereklidir. Tedavi süreci ile ev egzersizlerine devam edilmesi gerekir.
Donuk Omuz hastalığı tedavi edilmezse sonuç ne olur?
Vakaların çoğunda tedavi uygulanmazsa ağrı ve kısıtlılık yıllarca devam etmektedir. Kendiliğinden bir miktar iyileştirme gösterse bile sekel kalabilir. Yani hareket açıklığında kalıcı ve ciddi bir kayıp oluşabilir. Ayrıca hastalık tekrarlayıp diğer omuzda da meydana gelebilir. Erken dönemde fizik tedaviye başlamakta her zaman fayda vardır.